34,9923$% 0.14
36,7485€% -0.01
44,4569£% 0.28
2.973,50%-0,21
2.641,53%-0,42
9.964,71%-0,33
26 Aralık 2024 Perşembe
Kazakistan’ın Aktau kenti yakınlarında düşen Azerbaycan Hava Yollarına (AZAL) ait yolcu uçağında kurtulan 9 Rus vatandaşının uçakla başkent Moskova’ya ulaştırıldığı bildirildi.
FECİ KAZADAN SEVİNDİRİCİ HABER
Rusya Acil Durumlar Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Kazakistan’daki uçak kazasında kurtulan 1’i çocuk 9 Rus vatandaşı Moskova’ya getirildi. Moskova’daki Jukovskiy Havalimanı’na inen uçaktaki vatandaşlar, ambulanslarla hastanelere ulaştırıldı.
Kurtulanlardan 3’ünün durumunun kritik olduğu belirtildi.
KAZAKİSTAN’DAKİ UÇAK KAZASI
Bakü-Grozni seferini yapan AZAL’a ait Embraer 190 tipi uçağı, Kazakistan’ın Aktau kenti yakınlarında düşmüştü. AZAL, uçakta 5 mürettebat ve 62 yolcudan oluşan 67 kişinin bulunduğunu açıklamıştı.
Kazada 38 kişinin hayatını kaybettiği, 29 kişinin kurtulduğu, uçakta 16 Rus vatandaşının bulunduğu bildirilmişti.
Kazakistan Başbakan Yardımcısı Kanat Bozumbayev, Azerbaycan Hava Yolu Şirketi’ne (AZAL) ait yolcu uçağının Aktau kenti yakınlarında düşmesi sonucu 38 kişinin hayatını kaybettiğini, 29 kişinin kurtulduğunu duyurdu.
ÖLENLERİN ARASINDA 3 ÜLKE VATANDAŞLARI DA VAR
Kazakistan Başbakan Yardımcısı Kanat Bozumbayev, olay yerinde incelemede bulunarak, Aktau’da kazaya ilişkin basın toplantısı düzenledi. Bozumbayev, düşen uçaktaki toplam 67 kişiden 38’inin hayatını kaybettiğini, 29’unun kurtulduğunu, ölenlerden 23’ünün Azerbaycan, 7’sinin Rusya, 6’sının da Kazakistan vatandaşı olduğunu kaydetti.
Yetkililer, uçağın kara kutusunun bulunduğunu da açıkladı.
Dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuvarı ve bilimsel keşif merkezi olan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki (CERN) ATLAS Deneyi’nde İstinye Üniversitesi, Yüksek Enerji ve Parçacık Fiziği (YEPAF) araştırma grubu ile aktif olarak görev almaya devam ediyor. Deneyde, İSÜ öğrenci ve akademisyenleri ATLAS Müon Spektrometresi algıçlarının bakım ve onarımına yönelik önemli bir sorumluluk üstleniyor.
İstinye Üniversitesi, dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuvarı ve bilimsel keşif merkezi olan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki (CERN) ATLAS Deneyi’nde Üniversite Yüksek Enerji ve Parçacık Fiziği (YEPAF) araştırma grubu ile aktif olarak görev almaya devam ediyor. ATLAS Müon Spektrometresi algıçlarının bakım ve onarımına yönelik önemli bir sorumluluk, İstinye Üniversitesi YEPAF Araştırma Grubuna dahil olan fizik doktora ve mühendislik yüksek lisans öğrencileri ile teknik uzmanların katkılarıyla yürütülüyor.
İstinye Üniversitesi laboratuvarlarında yapılan Ar-Ge ile süreci belirlenen bakım ve onarım teknikleri, CERN ATLAS yönetimi tarafından onaylanarak ATLAS deney mağarasında, deneyin çalışmadığı dönemlerde uygulamaya geçiriliyor. İstinye Üniversitesi Araştırma Grubu, CERN Büyük Hadron Çarpıştırıcısının kapalı olacağı Kasım-Aralık 2024 ve Ocak-Mart 2025 döneminde CERN’de ATLAS Müon Spektrometresi yönetimince onaylanan bakım ve onarım çalışmalarını gerçekleştirecek. İstinye Üniversitesi ATLAS Grubu’nun deney kapsamındaki çalışmalarına önderlik eden Temel Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serkant Ali ÇETİN ve çalışmada görev alan araştırmacılar, CERN ATLAS deneyindeki deneyimlerinin geleceğe bakışlarına ve vizyonlarına katkısı ile ilgili görüşlerini paylaştılar.
“Uzun soluklu bir deneysel çalışma içerisindeyiz”
İSÜ Temel Bilimler Bölüm Başkanı ve ATLAS Deneyi Ulusal Koordinatörü Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, İstinye Üniversitesi’nin CERN ATLAS Deneyindeki rolüyle ilgili aktarımda bulundu:
“İstinye Üniversitesi 2023 itibariyle ATLAS Deneyinin Türkiye’den üçüncü resmi üyesi olma onurunu taşıyor. Akademisyenlerimiz, teknik kadromuz ve aynı zamanda öğrencilerimizle birlikte yürütülen bu çalışma önemli bir kurumsal adanmışlığı gösteriyor. CERN ATLAS deneyi bilim dünyası için, önümüzdeki 15-20 yıl boyunca uluslararası arenada kritik öneme sahip bir uluslararası paydaşlık girişimi ve heyecan kaynağıdır. İstinye Üniversitesi için, sürekliliği önemli bir sorumluluk olan bu bilimsel iş birliğinde deneye katkı sağlamak evrensel bir araştırma kurumu olma yönünde ciddi bir adım oldu. Dünya genelinde onlarca ülkeden, yüzlerce enstitüden uzmanların katkı sağladığı uzun soluklu bir deneysel çalışma içerisindeyiz.”
“Evrensel bir araştırma üniversitesi olma misyonunda önemli bir adım atıyoruz”
Prof. Dr. Çetin, CERN Atlas Deneyini tecrübe etmenin öğrencilere katkılarıyla ilgili ise şöyle konuştu:
“Bizler yalnızca İstinye Üniversitesi’ndeki yüksek enerji parçacık fiziği araştırmacıları ve akademisyenleri olarak değil, aynı zamanda yetiştirdiğimiz öğrencilerle İstinye Üniversitesi’ni bu alanda temsil etmekten derin bir mutluluk duyuyoruz. Bu çerçevede, ilerleyen süreçlerde de yapılacak olan çeşitli bakım onarım ve aynı zamanda yenileme çalışmalarında da öğrencilerimiz ve teknik personelimizle birlikte yer alıyor olmak çok kıymetli. İstinye Üniversitesi’nde yüksek enerji parçacık fiziği alanında yürüttüğümüz doktora programında çok nitelikli, değerli öğrencilerimiz yetişiyor ve onların bu tecrübeyi öğrencilikleri sırasında CERN’de yaşayarak kazanmaları bizim için büyük bir avantaj oldu. Katkıda bulunduğumuz bu vizyon aynı zamanda İstinye Üniversitesi’nde bizim için büyük bir sorumluluğu beraberinde getiren araştırma üniversitesi olma misyonunun bir parçası. Bu bağlamda, evrensel bilime ve parçacık algıç teknolojilerine evrensel boyutta sürdürülebilir katkılar sağlayabilmek için hep birlikte çalışıyoruz.”
“Araştırma grubu, bilim dünyası için kritik bir sürece paydaş oldu.”
İstinye Üniversitesi’nin CERN ATLAS deneyine ilerdeki katkılarıyla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Çetin, “ATLAS deneyinde Müon Spektrometresindeki büyük bir bakım ve onarım çalışması içinde yer almakta olan İstinye Üniversitesi araştırma grubu, teknik kadrosu, öğrencileri ve akademisyenleriyle bilim dünyası için kritik bir sürece paydaş oldu. İlerleyen süreçte, deneyde yenilenecek olan bazı algıçların kurulumunu ülkemizde İstinye Üniversitesi’nde de ilk defa yaparak daha sonra CERN’e gönderip ATLAS deneyinde çalışmaya almayı planlıyoruz. Bu deneydeki çalışmamız büyük bir yetkinlik gerektiriyor. İstinye Üniversitesi’nin uluslararası gelişimi ve bilimde öncülüğü hedefleyen vizyonuna yönelik bizler de tüm birikimimiz ile emek veriyoruz” dedi.
“Genç bilim insanı adayları olarak bizlere çok önemli bir vizyon katıyor”
İstinye Üniversitesi araştırmacılarından ilgili bakım onarım sürecinden sorumlu koordinatör, İSÜ YEPAF teknik uzmanı ve Fizik Doktora programı öğrencisi Makine Mühendisi Ahmet Renklioğlu, şunları söyledi:
“CERN ATLAS deneyi RPC grubunda gaz sistemleri sorumlusu olarak çalışıyorum. Lisansta makine mühendisliği ana dalı ile elektrik-elektronik mühendisliği yan dalını tamamladım. Lisans sürecinde fiziğe olan ilgim başladı ve fizik alanında yüksek lisans yaparken CERN ile tanıştım. CERN’ de çalışmak mükemmel bir duygu. İki yıldır CERN Atlas’ta RPC gaz sistemleri sorumluluğunu almış bulunuyorum ve hala bu sorumluluğu sürdürmekteyim. Aynı zamanda İstinye Üniversitesi’nde fizik doktorası yapıyorum. Doktora ve yüksek lisanstaki arkadaşlarımızla birlikte bakım onarım çalışmalarında hep beraber çalışıyoruz. Bu kadar büyük bir iş birliğinin parçası olabilmek genç bilim insanı adayları olarak bizlere çok önemli bir vizyon katıyor. İş birliklerinde nasıl sorumluluk almamız gerektiğini genç yaşta tanımamıza olanak sağlıyor. Bunun için de çok mutluyuz.”
“Ürettiğim robot kolla CERN ATLAS onarım çalışmalarını geliştirmemiz mümkün olacak”
Fizik doktora programı öğrencisi ve Mekotronik Mühendisi Amine İclal Akın, ise şöyle konuştu:
“Mekatronik mühendisliği öğrencisiydim; lisans eğitimimi bu alanda tamamladım ve bu konuda projeler yaparken Yüksek Enerji Parçacık Fiziği alanına büyük bir ilgi duyduğumu fark ettim. Bu alanda en ünlü laboratuvarlardan biri olduğundan dolayı lisans eğitimimi tamamladıktan sonra da İstinye Üniversitesi’nde fizik doktorasına başladım. İstinye Üniversitesi’nin CERN ATLAS’a dahil olması benim için çok değerli. Çünkü bu alanda bir mühendis olarak çalışmak istiyorum ve uygulamalı olarak Yüksek Enerji Parçacık Fiziği alanında deneyim kazanmak çok kıymetli. Bu çalışmaya dahil olmam aslında lisans yıllarımda bitirme projesi olarak bir robot kol tasarlamam ile başladı. Bu ürettiğim robot kol sayesinde CERN ATLAS onarım çalışmalarını biraz daha geliştirmemiz mümkün olacak. Tasarladığım robot kolu şubat ayında CERN ATLAS bakım onarım çalışmalarında uygulamaya alacağız.”
İstinye Üniversitesi YEPAF Araştırma Grubunun ATLAS Deneyindeki genç araştırmacı kadrosu aşağıdaki isimlerden oluşuyor:
Bakım-Onarım Koordinatörü Ahmet Renklioğlu, İSÜ TBB YEPAF teknik uzman & İSÜ Fizik Doktora Öğrencisi, İSÜ TBB YEPAF Teknik Uzman Yardımcısı Orhan Seyrek, İSÜ Fizik Doktora Öğrencisi Mehmet Tosun, İSÜ Fizik Doktora Öğrencisi Taha Batuhan İlhan, İSÜ Fizik Doktora Öğrencisi Amine İclal Akın, İSÜ Bilgisayar Müh. Y. Lisans Öğrencisi Hilal Koç, İSÜ Bilgisayar Müh. Y. Lisans Öğrencisi Tuğrul Göl, İSÜ YEPAF Grubunda Proje Araştırmacısı Elif Tuğ.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Panama Kanalı’nın yeniden ABD’ye verilmesini talep edebileceğini söyleyerek tartışmalara neden olan seçilmiş başkan Donald Trump, ABD’nin Panama Büyükelçisi adaylığına Kevin Marino Cabrera’yı gösterdi.
SOSYAL MEDYA PLATFORMUNDAN DUYURDU!
ABD’nin seçilmiş başkanı Trump, Truth Social adlı sosyal paylaşım platformundan yaptığı açıklamada, başkanlığı döneminde görev yapacak Panama Büyükelçisi adayını duyurdu.
Panama Kanalı üzerinden ABD’nin çok yüksek ödeme yaptığını ve kanalın ABD’ye geri verilmesi gerektiğini savunan Trump, Panama Büyükelçiliği görevine Cabrera’yı aday gösterdi.
Trump’ın Florida’daki seçim ekibinde de görev yapan Cabrera, Miami-Dade Kent Komiseri olarak görev yapıyordu.
PANAMA KANALI TARTIŞMASI
Trump, 22 Aralık’ta Panama’yı, Panama Kanalı’nın kullanımı için aşırı yüksek ücret istemekle suçlamış, kanalın düzgün şekilde yönetilmemesi durumunda ABD’ye geri verilmesini talep edeceklerini söylemişti.
Eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın, kanalın yönetimini Panama’ya devretmesini “hata” olarak tanımlayan Trump, kanalın “başkalarının yararına değil” iki ülke arasındaki işbirliğinin simgesi olarak Panama’ya verildiğini kaydetmişti.
Panama Devlet Başkanı Mulino ise Trump’a yanıt olarak, “Vatandaşlarım, başkan olarak şunu kesin bir dille ifade etmek isterim ki, Panama Kanalı ve ona bağlı tüm alanlar, her metrekaresiyle Panama’ya aittir. Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama’ya ait ve öyle kalacak.” ifadelerini kullanmıştı.
ABD’nin Hawaii eyaletinde bir havalimanına inen uçağın tekerlek yuvasında bir ceset bulunduğu bildirildi.
Chicago’dan Hawaii’ye bağlı Maui’ye giden United Airlines’a ait bir uçağın, iniş sonrası yapılan kontrollerinde, ana iniş takımlarının tekerlek yuvasında ceset tespit edildi.
UÇAKLA İLGİLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Maui polisi, Kahului Havalimanı’na inen uçakla ilgili soruşturma başlattı.
United Airlines, cesedin iniş takımlarının yuvasının yalnızca uçağın dışından erişilebilen bir bölümü olduğu ve cesedin bu giriş şekli ve zamanının henüz bilinmediği açıklamasını yaptı.
MUHTEMEL SENARYOLAR
Tekerlek yuvasında yolculukların, hipotermi ve oksijen yetersizliği nedeniyle genellikle ölümle sonuçlandığı belirtiliyor.
Öte yandan, iniş takımlarının açılıp kapanması sırasında ezilme tehlikesiyle de karşı karşıya kalınabiliyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.